Normal süresinden önce ve 2 kilogramın altında doğan bebeklerde, sonu körlüğe kadar gidebilen göz hastalıklarının, zamanında dünyaya gelen bebeklerden daha fazla görüldüğü bildirildi. Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Pediatrik Oftalmoloji Birimi’nde görevli Uzman Dr. Meral Yıldız, hamileliğin 37. haftasından önce doğan bebeklerin prematüre olarak adlandırıldığını belirtti. Prematüre bebeklerin, gelişimlerini tam olarak
Normal süresinden önce ve 2 kilogramın altında doğan bebeklerde, sonu körlüğe kadar gidebilen göz hastalıklarının, zamanında dünyaya gelen bebeklerden daha fazla görüldüğü bildirildi.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Pediatrik Oftalmoloji Birimi’nde görevli Uzman Dr. Meral Yıldız, hamileliğin 37. haftasından önce doğan bebeklerin prematüre olarak adlandırıldığını belirtti.
Prematüre bebeklerin, gelişimlerini tam olarak tamamlayamadığı için sağlık sorunlarıyla karşılaşabildiklerini ifade eden Yıldız, bu sorunların başında göz rahatsızlıklarının geldiğini, 34 haftadan önce ve 2 kg’ın altında doğan her bebeğin mutlaka göz sağlığı açısından kontrolden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Yıldız, bu bebeklerde göz problemi çıkma olasılığının normal bebeklere oranla çok daha yüksek olduğunu belirterek, çocuk doktorlarının bu konuda duyarlı davranmasının önemine işaret etti.
‘PREMATÜRE RETİNOPATİSİ RİSKİ ARTIYOR’
Bebeklerdeki göz kusurlarının dışarıdan anlaşılmasının mümkün olmadığını ifade eden Yıldız, erken doğan bebeklerde sıklıkla rastlanan sorunlardan birinin, zamanında müdahale edilmediğinde körlükle sonuçlanabilen ”prematüre retinopatisi” olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
”Bebekler anne karnında 40 haftayı tamamlayıp doğuyor. Gözün arkasındaki damarların oluşumu, anne karnında 16. haftada başlayıp 40. haftaya kadar sürüyor. Zamanından önce doğan bebeklerde, göz sinirinin arkasındaki damarlanma belli bir aşamada kalıyor. 34 haftanın altında doğan bebeklerde, ‘prematüre retinopatisi’ adı verilen hastalığın gelişme riski çok daha artıyor. Bebek doğduğunda, anne karnındaki oksijenden daha farklı bir oksijenle karşılaşıyor. Göz damarları tam anlamıyla oluşmadığı için bir tıkanma oluşuyor. Bu tıkanıklık oksijensizliği artırıyor. Vücut bu oksijensiz ortamı beslemek için yeni damarlar üretmeye, kendince bölgeyi tamir etmeye çalışıyor. Ama bu yeni damarlar aslında ‘anarşik’ diye tabir ettiğimiz damarlar. Orayı daha da kötüleştiriyor ve retina sinir tabakasını yerinden kaldırıyor. Böylece körlüğe kadar gidebilen çok ciddi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu aşamada zamanında müdahale çok önemli. Hastalığın gelişmemesi için bebekleri 4-6 haftalık olduklarında izlemeye başlıyoruz. Lazer tedavisi zamanında ve etkili bir şekilde yapıldığında yüzde 90-95 oranında başarılı sağlanıyor.”
Dr. Meral Yıldız, tedavi sonrasında bebeklerin düzenli aralıklarla takip edilmesi gerektiğine değinerek, ”tedavi sonrasında miyopi dediğimiz kusurlar çok fazla görülebiliyor ve çocukların gözlük kullanmaları gerekebiliyor. Retinada çekintiler oluşabiliyor ve sonrasında şaşılık, göz tembelliği ortaya çıkabiliyor” dedi.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık 24-25 haftalıkken doğan bebeklerin bile yaşatılabildiğini anlatan Yıldız, ”hayata gözlerini erken açan prematüre bebeklerde, göz tembelliği, glokom ve şaşılık diğer bebeklere oranla daha fazla görülüyor. Bu nedenle erken doğmuş bebeklerin mutlaka göz kontrolü yapılmalı” diye konuştu.